Battlestar Galactica

Kültür Yaşam

Sezon içerisinde izlemekte olduğum Lost, Heroes, Prison Break gibi diziler, finallerini yaptıktan sonra malum yaz süresince bir boşluk söz konusu oldu. Ben de bu boşluğu doldurmak için kışın bir türlü vakit bulup başlayamadığım (en baştan başlayacağım için geniş bir ara bekliyordum) Battlestar Galactica’ya nihayet başlamış bulunuyorum. An itibariyle ikinci sezonu muhteşem bir finalle bitirdim. Üçüncü sezona önümüzdeki hafta başlayacağım. Peki Battlestar Galactica nedir? Ya da onu diğer dizilerden, yapımlardan ayıran unsurlar nelerdir? Henüz 2 sezon BSG izlemiş biri olarak farklı bulduğum kısımlarına değinmek istiyorum.

Battlestar Galactica ilk olarak 1978 yılında “Saga of a Star World” isimli bölümle izleyenlere merhaba demiş. Bu başlangıç serisi BSG geçmişinde TOS (The Original Series) şeklinde ifade ediliyor ve 21 bölüm sürüyor. Bu serinin iptalinden sonra “Galactica 1980” duyuruluyor. Buna da TNS (The New Series) diyorlar. Ancak toplam 10 bölüm sürüyor. Nihayetinde 2003 yılında Battlestar Galactica RDM (Re-imagined) olarak Sci-Fi kanalında miniseries şeklinde gösterilmeye başlanıyor. Ve bu miniseries devamında 2005 yılının Ocak ayında birinci sezonu gösterilmeye başlıyor. O tarihten bugüne kadar 3 sezon devam eden Battlestar Galactica’nın 4. sezonu 2008 yılının Ocak ayında başlayacak.

Savaşyıldızı Galactica konu olarak 49.500 küsur insanın cylonlardan kaçışını ve atalarının yaşadıklarını düşündükleri, Dünya denen yeri bulmaya çalışmalarını anlatıyor. Dizi yapımcılarını gerçekten kutlamak gerek. Gözünüzün içine teknolojik öğeleri sokmak yerine (ki cylonlardan, androidlerden bahsediyoruz) size insanlığınızı sorgulatıyor. İnsan ırkına ilişkin 49 bin küsur kişi kaldığını düşünürsek, dizi içerisinde yaşanan ilişkilerin boyutu da buna göre çok daha derin şekilleniyor. Hatta bu ilişkiler sadece insanlar arasında değil, gelişmiş cylon teknolojisine göre artık neredeyse bir insanın yaşayabileceği tüm duyguları yaşayabilen insanlaşmış cylonları oluşturuyor. Konu kendi ırkınızın sona ermesi olunca o kadar içine giriyorsunuz ki, kimi zaman Amiral Adama’nın yanında Galactica güvertesinde kimi zaman Starbuck ile bir viper’ın içerisinde cylon avında oluyorsunuz.

Bu yüzden sadece bilim kurgu dizisi demek gerçekten çok zor. Günümüz dünyasında “İnsan” olgusunun yarattığı karmaşıklığı ve ortaya çıkan her türlü insana özgü ikilemi o kadar güzel yaşatıyor ki… Anlatılmaz yaşanır durumlardan olduğu için bu dizinin bana yaşattıklarını daha fazla kelimelere dökemeyeceğim. Benim gibi izlemeyenleriniz varsa indirin ve en baştan izlemeye koyulun. Birinci sezon ortalarında iyice ısınmaya başlayıp birinci sezon finalini gördükten sonra bir daha bırakamayacaksınız. İyi avlar :)

comments powered by Disqus