Arşiv: Kültür Yaşam

  • Lost 5. Sezon Öncesi 26 November 2008

    Evet sayılı günler geçti ve bildiğimiz üzere Abc, Lost{.broken_link} için 5. sezonun 21 Ocak 2009’da başlayacağını açıkladı. Biraz bilgi vermek gerekirse Lost’un ilk üç sezonundan alışık olduğumuz üzere tekrar Çarşamba günleri Grey’s Anatomy’den hemen sonra saat 21:00 itibariyle yayına girecek.

  • 2008 Oscar Sonuçları 25 February 2008

    Evet, sevgili Akademi yine yaptı yapacağını ve kendine yakışır! şekilde dağıttı ödülleri. Bazı kararlarını anlayabilsem de hala bir çoğuna anlam veremiyorum. 4 dalda ödül kazanarak No Country For Old Men geceye ağırlığını koydu, çok da hak etmese bile.

  • 2008 Oscar Ödülleri 24 February 2008

    Kazananların açıklanmasına saatler kala geç de olsa ufak bir değerlendirmeyle beraber tahminlerimi aktarayım. Akademiyi anlamak ve seçeceklerini tahmin etmek çok güç. Kendileri senelerdir mutlaka bir yerlerde ilginç tercihler yapıyor, böylelikle hiç akıllara gelmeyen sonuçlar çıkabiliyor ortaya. Mesela benim için Tim Burton ve Johnny Depp’in hala heykelcik sahibi olmamaları bile Akademiye içten içe nefret duymama yetiyor da artıyor bile. Bu nedenle yazıda Akademi muhalifliği göreceğinizi anlamışsınızdır.

  • Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street 17 February 2008

    Kar yağar bazen acıların üstüne, örter, gizler. Unutur insanlar, hatırlanmaz sanırlar. Gün gelir yağmur yağar, rüzgâr olur, dağıtır o beyaz libası ve altındaki gerçek ortaya çıkar, insanlar hatırlar. Acının asıl sahibidir derinden etkilenen, diğerleriyse birer figüran. Öderken birileri bedelini, susuzluğu dinmez, içtikçe susar, susadıkça öder vebalini.

    Evet, Sweeney Todd: The Demon Barber of Fleet Street bu tema üzerine kurulu diyebiliriz. Kısacası unutma, affetme! Yazıya başlarken hemen belirtmeliyim ki film müzikal türünü sevmeyenler için itici gelebilir. Benim içinse güzel bir deneyim oldu. Tam bir Tim Burton ve Johnny Depp hayranı olduğumdan, bu ikiliyi uzun süredir izlemediğimden, vizyona girmeden önce bir kaç tane olumlu yorum yazısı okuduğumdan film benim gözümde 3-0 önde başladı. Bu nedenle hakkaniyet sınırları içerisinde bir değerlendirme yapmam mümkün değil, kısacası yorumum objektif olmayacak.

    Biraz hikâyenin temelinden bahsedelim. Sweeny Todd 1750 civarlarında İngiltere’nin Londra şehrinde, zamanın fakirliği ve çürümüşlüğünün göbeğine doğmuştur. Berber çırağı olarak başladığı meslek hayatına hırsızlık suçundan ötürü henüz çocuk denilebilecek bir yaşta, daha 14 yaşındayken ara verir. Cezasını çektikten sonra geriye döner, kıskançlığından ötürü ilk cinayetini işler ve izini kaybettirir. Daha sonra Fleet caddesinde bir berber dükkânı açar ve icraatlarına burada da devam eder. Suçunu gizlemek içinse Bayan Lowett isimli bir dulla beraber görünür ve ahaliye olan bitenleri hissettirmez. Bayan Lowett’in hikâyedeki önemli bir diğer rolü ise, Todd’un öldürdüğü kişilerin etlerini, yaptığı böreklerine malzeme yapması ve bunları bir güzelce satmasıdır. Todd’un takriben 160 kişiyi katlettiğinden bahsedilmekte. Bunu yapmak için kullandığı malzemeler elbette tıraş yaparken kullandığı değerli koltuğu ve en iyi dostları olan usturaları. İşi bittikten sonra koltuk bir anda geriye doğru katlanır ve kurbanımız bodrum katına düşer, bir başka deyişle böreklere malzeme olacağı ve pişirileceği yere. Zaten Todd’un yakalanmasına da burası neden olmuştur: Çürümüş et kokusunun yayılması!

  • Ulak 30 January 2008

    Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde.. Biz, Dede Korkut’un hikâyeler yazdığı, bunların zaman akıp gittikçe masallaştığı, dilden dile dolaştığı, uyumadan önce büyüklerimizden masallar dinleyen, rüyalarımızda bu masalların kahramanlarına dönüşen bir milletin çocuklarıyız.

  • Amerikan Gangsteri 22 January 2008

    Film eleştiri ve incelemelerini çok takdir ettiğim, değer verdiğim birisi; “The Untouchables – Dokunulmayanlar‘dan bu yana böylesine güzel gangster filmi izlememiştim” mealinde bir şeyler söylemişti. Bu cümle filme gitmem için yetti de arttı bile.

  • Güzel bir 2008 dileğiyle 31 December 2007

    Herkesin farklı bir yılbaşı yaklaşımı vardır. Kendimcesini yazarak yeni yıl kutlamasını yapayım. Her geçen yılla beraber, girilecek olan yeni yılın arifesinde, aklıma hep geride bıraktığım yılın bana neler kazandırdığını, neler kaybettirdiğini düşünürüm.

  • Youtube insanı nasıl meşhur eder: Marie Digby 23 December 2007

    Web 2.0 furyası hayatımızı kasıp kavurmaya başladığından beri İnternet alışkanlıklarımız da değişti. Eskiden durağan sayfalarla gezintimizi yaparken bu durum son zamanlarda sosyal içerikli ve dinamik sitelere kaymış durumda.

  • Antik kasa dizüstü bilgisayarı 22 December 2007

    Antik bir kasa gibi gözükse de içinde modern bir dizüstü bulunan bu şahane aleti hepimiz görmemiz lazım: Bilgisayarı açabilmek için üstünde bulunan anahtarı çevirmek lazım :) Kasanın yapımı ve daha fazla fotoğraflar için resmi sitesine bakabilirsiniz.

  • Kurban bayramı tebriği 20 December 2007

    İnanç ve kültürümüzün bir parçası olan, toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerinden birini temsil eden, her geçen seneyle beraber daha farklı güzelliklere vesile olan Kurban Bayramınızı Mürekkep ailesi olarak kutlarız.